adlı kitabı _spanya’da yayımlanmıstır. Moretti parmak ucu kullanımını, Ferrandiere ise tırnak
kullanımını tercih etmistir. Bellucci, Fernando Sor’un, Moretti’nin kitabı için “gitaristlerin
hatalı adımlarını aydınlatmaya hizmet eden bir mesaledir” diye yorum yaptıgını
belirtmektedir.8
Aynı yıl ve yerde yayımlanan söz konusu iki kitabın, tırnak-parmak ucu kullanımında
farklı yaklasımları tasıdıgı görülmektedir. Bu durum, gitaristlerin tırnakla ya da parmak
ucuyla çalma tercihlerini, yasadıkları dönemin yaygın anlayısına göre belirlemediklerini,
tamamen kendi kisisel tercihleri ve deneyimleri dogrultusunda karar verdiklerini
göstermektedir.
Fernando Sor’un (1778–1839), yasadıgı günlerde en begenilen gitaristlerden ve
bestecilerden biri oldugu bilinmektedir. Onun besteleri ve gitar çalısmalarının, günümüzde
gitar repertuvarında önemli bir yer tuttugu söylenebilir. Parmak ucu-tırnak kullanımı
konusunda Sor: “Hayatımda tırnaklarıyla çalan bir gitaristin, asla destekli çaldıgını
duymadım” diyerek, gitar çalarken tırnak kullanan gitaristlerin, destekli vurus*** teknigini
uygulayamadıklarını düsündügünü belirtmektedir. Kendinden önceki bazı yazarlar gibi Sor’un
da, tırnakların yarattıgı seslerden sikayetçi oldugu belirtilmektedir. Tırnak kullanımıyla
üretilen tonun, hos olmayan bir ton oldugunu ve çalarken tırnaklardan çıkan sesin, gürültü
yarattıgını savunan Sor; tırnak kullanımının “ses kalitesinin azar azar degiserek üretilmesine
neden oldugu”nu belirtmektedir. Bununla birlikte, “tırnaklar hızlı pasajları kolaylastırır”
diyerek tırnagın olumlu etkisine de, kitabında dikkat çekmektedir. Sor, tırnak ve parmak ucu
kullanımı konusunda oldugu gibi, diger önemli konularda da en son kararı verecek olan
kisinin, gitaristin kendisi oldugunu belirtmektedir:
“Sizi bu konuyu ya da kuralları incelemeye yönlendirdigimde, sadece benim
otoriteme güvenmeyin; aklınızı da kullanmayı düsünün. Sizi ikna edecek hiçbir
düsüncem olmadıgını görürsem; bilime inanan bir insan olarak, benim bu
inancım sarsılacaktır.”9
Dionisio Aguado (1784–1849) “Nuevo Metodo para guitarra” adlı kitabında A.
Piccinini gibi, modern gitaristlerle çok benzer bir tırnak kullanımı teknigini betimlemistir.
Gitarın hem parmak ucu, hem de tırnak kullanılarak nasıl çalınacagını açıklamıstır.
8 Renato BELLUCCI, “Fingernails-A Little History”, önce verildi.
*** Destekli vurus: Apoyando, Sag elde parmak tele vurus yapıp teli çektikten sonra, bir üst tele
yaslanmasından dolayı destekli vurus adını almaktadır. Murat CEM_L, Klasik Gitar Metodu,
önce verildi. s.61
9 Renato BELLUCCI, a.g.e.
Aguado’nun kendisi de, ögretmeni Manuel de Popolo-Vicente gibi tırnak kullanımını
seçmistir. Aguado, tırnagın gitara essiz bir ses verdigine ve bu nedenle tırnagın, gitarın
karakterini en iyi ortaya çıkaran etken olduguna inanıyordu. Ona göre tırnak kullanımı,
mümkün olabilen en hızlı, en temiz çalınısa ve büyük ölçüde tını çesitlemelerine olanak
saglayan bir etkendi.
Bellucci, Tarrega’nın ögretmeni Julian Arcas (1832–1882) gibi, tırnak kullandıgını
belirtmektedir. Ona göre Tarrega, 1900’de konser vermeyi bırakmıs; aynı zamanda tırnaksız
çalmaya baslamıstır. Bellucci’nin, çalısmasında, Pujol’un düsüncelerine önem verdigi; hatta
Pujol’un gitarda ton üretimi üzerine görüslerini içeren kendi kitabından dogrudan alıntılar
yaparak degerlendirdigi saptanmıstır. Bu çalısmada belirtildigine göre, Pujol, Tarrega’nın,
parmak ucu kullanımı tekniginin, “tel titresiminin gövdeye genis, düzgün ve saglamca
uygulanısı”ndan dolayı, temiz ses verdigini belirtmistir. Fuenllana’nın düsüncesini yineleyen
Pujol, “sanatçının tellere dokunusundaki hassasiyeti engelleyen tırnagın yanıt vermedigi
durumlarda, ruhu hissettiren en iyi iletkenin et olduguna” dikkat çekmis; “bu dokunus
kesinlikle gelistirilmelidir” seklindeki görüsünü de sunmustur. Sözkonusu dokunus üzerine
Pujol sunları belirtmektedir;
“Bir telin tonu, cigerlerimizi dolduran hava gibi duygularımızı en derinden
etkileyen, parmak ucunun sahip oldugu gerçek mükemmellikle yapılan vurusla
dogar. Onun ifadeleri, arpın gerçek anlamda etkileyici ve hassas tınıları gibi
tinseldir. Etle çalıs, Roma gücü ve Grek dengesi gibi çok özel bir karaktere
sahiptir. Bir orgun ciddiyetini ve bir çellonun ifadesindeki keskinligi hatırlatır;
çalgının disiligi ortadan kalkar ve gitar, erkek ciddiyetinde bir enstrüman
olur. Son söz olarak etle çalıs, duygularımızın derinliklerindeki katıksız
iletkenligi destekler.”10
Bellucci, Pujol’un tırnakla çalım konusunda; çalıcıya, tını çesitlemeleri, temiz
armoniler, vibrato, hız ve artikülasyon sunması açısından, daha fazla beceri verdigi yönünde
görüs belirttigini dile getirmektedir. Pujol’a göre tırnaklar sag el ile en az düzeyde güç
sarfederek çalısa da olanak saglar. Pujol, tırnakla çalınan metalik tremolodansa, parmak
ucuyla çalısın, aynılık (tam benzerlik), canlılık ve gürlük, temiz pizzicato ve tinsellik
verdigini dile getirmektedir. Aynı zamanda parmak ucu ile çalma yaklasımının, parmagın etli
kısmında direncin artmasına baglı olarak, teli çekmek için daha fazla güç harcanacagından,
virtüoziteyi zorlastıracagı belirtilmektedir. Pujol’un kitabı, her yaklasımın özelliklerini
oldukça dengeli bir sekilde özetleyerek son görüsü okuyucuya bırakmaktadır.
10 Emilio PUJOL, Das Dilemma des Klanges bei der Gitarre, önce verildi, s.21